Murat ERŞEN’le “Felsefe Buluşmaları”

SKU: N/A

2,200.00

Açıklama

Murat Erşen, Strasbourg Marc Bloch ve Galatasaray Üniversitelerinde felsefe (lisans, yüksek lisans) okudu, Jean Moulin Lyon III Üniversitesi’nde “Ortaklık” (Communauté) üzerine siyaset felsefesi doktora çalışması yürüttü. Uzun süredir yayıncılık dünyasında çevirmen, editör ve danışman olarak faaliyet gösteriyor. Özellikle felsefe alanında Fransızca ve İngilizceden yetmişten fazla kitabı Türkçe’ye kazandırdı. Uluslararası felsefe dergisi yayımlayan ve pek çok uluslararası felsefe organizasyonuna da imza atan Monokl Yayınevi’nin kuruluşunda yer aldı. Yıldız Teknik Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nde felsefe ve modernite temalı çeşitli dersler verdi. Özel bir kolejde iki yıl boyunca çocuklara felsefe anlattı. Aralarında Moda Sahnesi, Yazmak Atölyesi, Nilüfer Belediyesi gibi kurumların bulunduğu birçok mecrada çeviri, ortaklık, duygular, tüketim toplumu, transhümanizm gibi konularda seminerler verdi, konuşmalar yaptı. Eleştiri dergisi Punctum’un yayın kurulunda yer alıyor.

FELSEFE BULUŞMALARI

BYUNG-CHUL HAN ve Dijital Çağın Patolojilerİ:

ANLATININ KRİZİ, ENFOKRASİ ve ŞEFFAFLIK TOPLUMU

Bu seminerde, maddi, sosyal ve manevi yaşamdaki dönüşüm hızına yetişemediğimiz dijital çağda çoğu kez farkına varmadan içine sürüklendiğimiz hali Byung-Chul Han’ın Anlatının Krizi, Enfokrasi ve Şeffaflık Toplumukitaplarını yakından okuyarak tartışmaya çalışacağız.

İnsanın avcı-toplayıcılıktan çiftçiliğe geçişi ve daha sonra sanayici olması on binlerce yıl almışken, atom gücüne ulaşması iki yüzyıl, bilgisayar ve bilgi çağıyla tanışması ise sadece elli yıl sürmüştür. Dünya, ulaşım hızı, bilgisayar işlem hızı ve enformasyonun dolaşım hızındaki olağanüstü artışla adeta turunu daha kısa zamanda tamamlarken, maddi, sosyal ve manevi yaşamdaki dönüşüm hızı da baş döndürücü. Neo-liberalizmle el ele giden dijital çağ, tarihte eşi görülmemiş konforlu bir hayat yaratırken, günümüzün insanı hızına yetişemediği bir teknolojik ilerlemeye çaresizce ayak uydurmaya çabalıyor. Toplumsal yaşamın dokusunda meydana gelen büyük değişimler anlam ufkumuzu ve deneyimlerimizi kökten dönüştürürken yeni patolojilere yol açıyor. Tutum, değerler, moda, sosyal ilişkiler, ilişki süreleri, yaşam biçimleri, alışkanlıklar, kültürel akış, görünüp kaybolan ekranlar gibi. Deneyim ve beklenti eksenlerinin kesiştiği zaman aralığı daralırken, kapılar istikbale, bekleyişlere ve umuda kapanıyor; geçmiş ve gelecekten kopuk bir şimdiki zaman tarafından soğuruluyoruz.

Özgürlüğü değil başarıyı merkeze koyan bu çağda, emir ve yasaklarla yönetilen bir disiplin toplumunun yerini kısa süreli bir özgürlük hissi veren “yapabilirsin” düsturu aldı. “Yapabilirsin” giderek “yapmalısın”dan daha ezici bir baskı yaratıyor, kendimizi başarısızlığın ve mutsuzluğun tek sorumlusu olarak buluyor, özyıkıma uğrayana dek kendimizi sömürmenin gönüllüsü haline geliyoruz. Duygusal güven ve ortak ilgiyi felç eden bu çok boyutlu etik ve politik kriz bireylerin toplumsal koşulları dönüştürme iradesini de ketliyor. İnsanın duygusal ilgi ve sosyal değer görme ihtiyacı, öznelliği sergilemenin yeni bir biçimine yol açtı. Yeni tanınma modeli şeffaflık; oysaenformasyona erişimin bunca kolay olduğu toplum düzeninde güven değil kontrol hüküm sürer. Şeylerin kamuya açık hale gelme tarzı ve hızı, siyasetten, uzun vadeli planlara kadar her şeyin kısa sürmesine, geçici olmasına, olgunlaşması zaman alan şeylerin giderek daha az ilgi görmesine yol açıyor. Bu topyekün iletişim ağı içinde, dışarıda kalmak, farklı görüşe sahip olmak zorlaşır. Şeffaf iletişim, uyum sağlama zorunluluğu yaratır, her şeyi aynı seviyede tutar, düzleştirir ve hizaya getirir; eşzamanlılığa ve birörnekliğe neden olur; hızlı iletişime engel olan gizliliği, başkalığı, yabancılığı ve gerçek farklılığı ortadan kaldırarak egemen sistemi sağlamlaştırır. Dijital panoptikon altında camlaşan insanlar, sınırsız özgürlük yanılsaması içinde gönüllü olarak canlı iletişime geçer, kendi arzularıyla her şeyi açık eder ve böylece sürekli kontrol ve gözetim ağıyla aktif işbirliğine girerler. Açıklık ve sınırların çözülmesiyle karakterize edilen geç modernlikte, sonuçlandırma ve kapatma biçimleri giderek aşınır. Anlamı ve kimliği kuran kapalı bir düzen yerine, her şeyin keyfi ve gelişigüzel hale geldiği çağdaş enformasyon toplumunda, bizi birbirimize kenetleyen bağları üretten, olumsallığı ortadan kaldırıp bizi varlığa demirleyen ve topluluk oluşturan anlatılar da ortadan kalkar. İçsel bir hakikat anına sahip olan anlatılardan ve topumsal gerçekliğe nizam veren ritüellerden geriye birbirinin yerine geçebilen, içi boşaltılmış storyler, amin gibi tınlayan likelar ve yıldızlardan beslenen anlam arayışları kalır.

Tarih
19 Eylül 2024
26 Eylül 2024
Perşembe
Saat: 19:30 – 21:30
Not: Atölye online ve yüz yüze yapılacaktır.

    Instagram