Yeşim Özsoy ile “Bilinçaltından Kâğıda, Kâğıttan Oyuna”

1,000.00

24 adet stokta

Açıklama

Yeşim ÖZSOY, Yazar, yönetmen, oyuncu, bağımsız tiyatro GalataPerform’un Genel Sanat Yönetmeni. Boğaziçi Üniversitesi’nde Sosyoloji eğitimi alırken katıldığı Stüdyo Oyuncuları‘nda önce öğrenci sonra eğitmen ve oyuncu olarak devam etti. Chicago’da Northwestern Üniversitesinden yüksek lisansla mezun oldu. 2003-2017 arasında Galata Kuledibi’nde GalataPerform adında bir performans mekânı kurarak oyunlara, performanslara, projelere, etkinlik ve festivallere ev sahipliği yaptı. Bu projelerden Yeni Metin Yeni Tiyatro Projesi halen devam eden ve uluslararası bir yapıya sahip oyun yazarlığı alanında öncü bir projedir.

 

2001’den beri kendi yazdığı oyunları yönetti, sahneledi. Oyunları İtalyanca, Fransızca, Almanca, Katalanca ve İngilizce’ye çevrilmiş̧, Türkiye’de ve yurt dışında çeşitli festivallerde sahnelenmiş̧, ödüller almıştır.  2018’de yazıp yönetip sahnelediği Yüz Yılın Evi adlı oyunu, Almanya’nın Maxim Gorki Tiyatrosu ve İsviçre’deki Theatre Neumarkt ile ortak yapımdır. Oyun, 2019’da The Guardian gazetesinde “mutlaka seyredilmesi gereken ilk 10 oyun” arasına girmiştir.

Bilinçaltından Kâğıda, Kâğıttan Oyuna

Yeşim Özsoy, bu atölye için, kurucusu olduğu Yeni Metin Atölyeleri kapsamında 2012’den beri aktif olarak verdiği oyun yazarlığı derslerinden yola çıkarak geliştirdiği özel bir çalışma yöntemine giriş niteliğinde bir içerik hazırladı. Meditasyon, Eric Morris oyunculuk çalışmaları, farkındalık, nefes, otomatik yazım tekniği, bilinç akışı yazı ve yaratı çalışmalarını bir arada değerlendiren atölye kapsamında katılımcıların bir tiyatro oyunu fikrini geliştirmeleri hedeflenmektedir.

Atölye, daha önce GalataPerform’un Yeni Metin Atölye programında ve Avrupa’nın Oyun Yazarlığı merkezlerinden La Sala Beckett Tiyatrosunda Yaz Atölyeleri kapsamında yer almıştır.

Gündelik hayatın ve başarma psikolojisinin, performans kaygısının yaratıcılık üzerinde oluşturduğu baskı sebebiyle kişinin kendi iç dünyasını yarattığı yazım pratiğinde tam olarak yansıtamadığı gerçeği üzerine geliştirilmiş olan atölye pratiği genel oyun yazarlığı çalışmalarına giriş niteliğindedir.

Helene Cixous, “Yazı Merdivenlerindeki Üç Adım” (Three Steps on the Ladder of Writing) adındaki kitabının ilk bölümünü “Ölülerin Okulu” olarak adlandırır. Ve yazının onun için ne demek olduğunu tarif eder.

“Ölülerin ve ölümün yaşadığı bu öteki dünyaya herkesin girişi yoktur. Yaşamın bilgeliğindeki ölülerin misafirleri olamayız. Ölerek gidemiyorsak o zaman rüyayla gidelim.”

“Rüyaların Okuluna gidebilmek için bir şeylerin yer değiştirmesi gerekir. Kişinin gidebilmesi gerekir. İşte burada yazı başlar yani başlama noktasında. Aktif ve aynı zamanda pasif bir durumdur. Ama bu tabii ki kişinin oraya varabileceği anlamına gelmez. Yazmak varmakla eşdeğer değildir. Hatta çoğu zaman varmak değildir. … Kişi uzaklara gitmelidir, kendini terk etmelidir. Gece kadar uzaklaşmalıdır. Kendi gecesiyle yüzleşmelidir. Kendinin içinden karanlığa doğru yürümelidir.”

İşte bu karanlık da bilinçaltının karanlığıdır belki de. Tanımsızlık içerir. Sonsuzluk ve tanımsızlık iç içedir. Geçmiş, gelecek ve şimdiyi bir arada içerir. Zaman tiyatro için ne kadar önemli bir şeyse bilinç altı için de öyledir. Aynı şekilde bilinçaltına yolculuk da yaratıcılık için özel bir giriş kapısı oluşturur.

4 Mayıs 2024

 

Cumartesi
Saat: 13:00 – 16:00
Not: Atölye yüz yüze yapılacaktır.